Makale
‘Humeyni gibi dönecekti’ söylemine dair
Anadolu Ajansı’nın Editör Masası’na konuk olan Adalet Bakanımız Bekir BozdaÄŸ’ın gündem çerçevesindeki mülakatı sonrasında, manÅŸetlere çıkan bir ifade bu. Åžayet 17 Aralıktaki darbe kalkışması önlenmemiÅŸ olsaydı, Fethullah Gülen’in, Ayetullah Humeyni’nin 1979’daki Ä°ran’a dönüÅŸü benzeri bir dönüÅŸle ülkemize geri geleceÄŸi ihtimalini ima ediyor... Ben aynı fikirde deÄŸilim.
Her ülkenin kendi tarihsel tecrübesi ve yaslandığı kendine has sosyolojisi var, ilkin bunun altını çizmek gerekiyor. Ä°ran ve Türkiye yakın komÅŸu olabilirler lakin medeni birikimlerin sahiplenilmesi hakkında farklı iki toplumla karşı karşıyayız. Her ne kadar Åžahlık rejimi yıkılıp yerine Ä°slam Cumhuriyeti kurulduysa da Ä°ran toplumu, medeni tarihi birikimini “kopuntu” üzerinden deÄŸil, dönemler arası eleÅŸtiri ve reddiye diline raÄŸmen “devamlılık” üzerinden inÅŸa eder. Pers dönemini, Åžahlarını ve bugününü tüm uzlaÅŸmaz gibi okunabilecek devreleriyle birlikte sahiplenerek kurar Ä°ran, “Ä°ranlı”lık duruÅŸunu. (Hatta son dönemde Esad’ın yanında yer alarak ortak olduÄŸu katliamlar bile bu temadiyet zincirindendir) Türkiye’de bizlerin maruz kaldığı sosyolojiyse kopukluklar ve hafızasızlıklar üzerinden ikame oldu. Sözgelimi Ä°ran, harf devrimi gibi ciddi yarılma-kopuntu açan bir tecrübe yaÅŸamadı. Zihinsel anlamda Åžii/Ä°slam kimliÄŸi hep ayakta ve hazırdaydı Ä°ran için.
Bizi Ä°ran’dan farklılaÅŸtıran diÄŸer aks; Sünni bakış ile Caferi bakışın velayet, taziye ve muhalefet gelenekleriyle ilgili. Ä°ran’da muhalefet, Humeyni’den önce de sonrasında da hayatın her anında güncellenmiÅŸ taziye ve yas dinamiklerine baÄŸlı olarak, devrime muhayyerdir. Bizim devlete itaat ÅŸeklinde önemsediÄŸimiz medeni birikimse hem Sünni geleneÄŸimizle, hem Hilafet geçmiÅŸimizle, hem de ne kadar kadim ve epik olsa da asla unutamadığımız Ergenekon’dan çıkıp gelmiÅŸliÄŸimizle ilintilidir. Biz “ya devlet baÅŸa ya kuzgun leÅŸe” der, sabrederiz. Bir Acem içinse, devlet, zaten Kerbela gününde göklere uçmuÅŸ bir hicrandır... Bizde devleti kuran ÅŸey; kaybetme korkusu... Ä°ran’da ise kaybetmiÅŸliÄŸe tutulan yastır. Bizim güncemiz istikrarı, Ä°ran’ın güncesiyse isyanı yazar.
***
Ä°mam Humeyni, yoksul ve ezilen kesimlerin adalet talebini dile getiren bir ÅŸahsiyetti. “Ä°slam devleti” öngörüsünü hiçbir zaman gizlememiÅŸ, bu baÄŸlamda yaptığı dini atıflar sebebiyle rejimlerin her zaman tehlikeli gördüÄŸü bir isim olmuÅŸ, hayatı sürgünlerde geçmiÅŸtir.
Fethullah Gülen söylemindeyse devlet rejimi veya Ä°slam devleti vurgusu yer almaz. En azından kamuya açık söylevleri ve kaleme aldığı metinlere baktığımızda böyledir bu. “Önce ahlak ve maneviyat” diyen Milli GörüÅŸ’le bile hiçbir zaman yakın durmamış bir profilden bahsediyoruz Gülen’den söz ederken. Bırakın Humeyni’yi, Erbakan’ı, Melek Cebrail parti kursa uzak duracağını söyleyen bir duruÅŸ... Nasıl olur da Ä°slam Devrimi baÄŸlamında bir geri dönüÅŸ hikayesine konu edilebilir?
Ä°mam Humeyni’nin Ä°slam Devleti alameti farikasına eÅŸlik eden anti-american ve anti-israil duruÅŸu da baÅŸlıktaki benzetmeyi diskalifiye eder. Gülen’e has söylem, anti’cilik arz etmeyen, diyaloÄŸu ve verili nizama uygunluÄŸu önceleyen bir söylemdi. En azından 17 Aralık’a kadar. Lakin Türkiye ve ErdoÄŸan aleyhinde dış lobilerle gerçekleÅŸtirilen son atakları;anti-american ve anti-israil olmasalar da anti-Türkiye formuna evrilmiÅŸ halde. Humeyni ise Åžah döneminde ve sürgündeyken bile anti-Ä°ran olmamış bir baÅŸka deneyim...
***
Dolayısıyla; Gülen’i Humeyni benzetmesi üzerinden tenkit çabasını, paradoks olarak görüyorum. Humeyni aleyhinde bilinçli ÅŸekilde inÅŸa edilmiÅŸ genel Ä°slam korkusuna yaslanmaya ihtiyacı yok AK Parti’nin.
Türkiye’de az kalsın Ä°slam Devrimi olacaktı da bizim mi haberimiz yoktu bundan? Ä°mam Humeyni; “tesettür füruattan mıdır?” sorusunu acaba nasıl karşılardı... Ä°srail ve itaatbahsiniyse bir kalemde geçelim... Konumuz yargıda ve bürokraside kurulmuÅŸ operasyonel vesayet ÅŸablonunun tespiti, Ä°slam Devrimi ihtimali deÄŸil...
STAR GAZETE
Henüz yorum yapılmamış.